Merhaba arkadaşlar,

Bu konuda sizlere CSS Bootstrap Framework'ünden ve bize sağladığı kolaylıklardan bahsetmek istiyorum.
Günümüzde teknolojiyle uğraşanlar için, zaman oldukça önemlidir. Çünkü teknoloji sürekli kendini yeniler ve sizde buna ayak uydurmak zorunda kalırsınız.
Bu durum web tasarımıyla uğraşanlar için de böyledir. Eğer bir web sitesi yada web uygulaması tasarlıyorsanız, geçeceğiniz aşamalardan biri de arayüz tasarımıdır.
Her geçen gün mobil cihazların yani telefonların, tabletlerin ve diğer taşınabilir cihazların hayatımıza iyice girmesi sonucunda web sitelerine erişilen cihaz farklılığı artmaktadır. Hatta yeni nesil televizyonlarla bile internete erişim sağlanabilmektedir. Hâl böyle olunca web tasarımcılar için her cihaza uygun tasarımlar geliştirmek bir gereklilik hâline geldi.
CSS kullanarak değişik çözünürlüklerde ve cihazlarda sorunsuzca çalışabilecek sayfalar üretmek mümkün olsa da bunu kendimiz yapmaya çalıştığımızda gerçekten zahmetli bir iş. İşte tam da bu noktada imdadımıza bootstrap yetişiyor. Bootstrap bu işi kolayca yapabileceğimiz bir CSS Framework'ü. Hem zamandan tasarruf sağlamamızı sağlıyor hemde responsive sayfa tasarlamamıza yardımcı oluyor.
Bunların yanı sıra bünyesinde bulundurduğu birçok component ve özellik sayesinde site geliştirirken ihtiyacımız olabilecek birçok şeyi zahmetsizce elde etmiş oluyoruz.
Bootsrap ile birlikte kendi CSS sınıflarımızı da entegre edip kullanabiliyoruz.
Bootsrap ile site geliştirirken bilmemiz gereken en önemli husus iskelet mantığı; yani satırlar ve sütunlar.
Bootstrap bir satırı varsayılan olarak, 1 satıra 12 sütun olacak şekilde bölüyor. Biz ihtiyacımıza göre ayarlamaları yapabiliyoruz. Bu başlangıçta biraz karışık geliyor fakat biraz kurcalayınca çok basit olduğunu görüyoruz.
Özellikler ve bileşenler için sitesinden kopyala yapıştır ile istediğimiz şeyi alabiliyoruz. Yani geliştirme süresinde ihtiyacımız olan şeyleri web sitesinden alıyoruz.

Sözü fazla uzatmadan;
Detaylı bilgi ve bootstrap için :  http://getbootstrap.com/

Merhaba arkadaşlar,

Birkaç yıldan bu yana, snapnames ile (70$ tanımlı) backorder yaptığım ad soyad şeklinde bir domain adresi vardı. Bu yıl domain sahibi alan adının kaydını yenilemeyince takibe başladım. Aslında öyle çokta önemsemedim ve snapnames'e güvendim biraz da... Alan adının düştüğü gecenin sabahı bir baktım yeni bir kayıt gözüküyor. İlk başta snapnames aldı sandım fakat HugeDomains.com diye Türk domainlerine salça olan bir karın ağrısı site tarafından kaydedilmişti.
Neyse sağlık olsun dedim ve bıraktım ilgilenmeyi.
Sonraki günden itibaren ise snapnames bana mail göndermeye başladı; "4.000$ karşılığında domain adresini size verebiliriz." vs. gibisinden ve aşağı yukarı hergün aynı mail'i göndermekte.
Tabi bunun sonucunda snapnames ile HugeDomains.com'un koordineli çalıştığına ve olayın danışıklı dövüş olduğuna kanaat getirdim.
Çok büyük ihtimalle, domainin düştüğü vakit snapnames backorder için mücadele etmedi bile ve domainin HugeDomains'e kaydına müsade etti. O yüzden üçkağıtçı olduğuna da kanaat getirdiğim snapnames'i önermiyorum.

Türkçe domain adresleri üzerine backorder yapmak isteyen arkadaşların bilgisine...

Bu program aynı ağ üzerindeki bilgisayarları kontrol etmenizi sağlar ve ağdaki herhangi bir bilgisayarı dilediğiniz gibi kontrol edebilirsiniz. Ana Makinaya Kontrol diğer makinalara istemci programını kurmanı yeterlidir. Ayrıca program Türkçe dil desteğine sahiptir.


Ana uygulama:
NetSupport Manager for Windows (Kontrol ve İstemci)  setup.exe (65.7 Mb) build:12.10.0002


İsteğe bağlı uygulamalar:
NetSupport Manager for Windows NetSupport Manager.msi (65.4 Mb) build:12.10.0002
NetSupport Manager Control for iOS Hemen indir
NetSupport Manager Control for Android Hemen indir
NetSupport Manager Control for Kindle Fire Hemen indir

Sadece İstemci:
NetSupport Manager for Windows (Sadece İstemci Setup) Hemen İndir
NetSupport Manager for Windows (Sadece İstemci MSI) Hemen İndir

Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, siber suçluların internet kullanıcılarının ilgisini çekmek, sahte sitelere yönlendirmek veya virüslü dosyaları indirmelerini sağlamak için gündemdeki haberleri kullandıklarını söyledi.

Günümüzde acayip şekilde artan internet erişimi ile beraber genç yaşlı demeden herkes internete dilediği gibi erişebilmekte. Bu durum her ne kadar çok iyi bir şey olsa da bilinçsiz kullanım sonucunda ciddi sorunlar da ortaya çıkabilir. Özellikle bilinçsiz kullanıcıları hedef alan internet korsanları da amaçlarına çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor.

Facebook ve Twitter gibi sosyal medya üzerinden "IŞİD 50 Kişiyi Öldürdü", "Başbakan Davutoğlu Öyle Bir Şey Söyledi Ki", "İşte Son Seçim Anketi" gibi gündeme dair paylaşımlar gördüğünüzde özellikle dikkat etmeniz gerekiyor. Bildiğiniz, takip ettiğiniz sayfalar dışında gelebilecek bu tarz gönderiler ve kısaltılmış url ile sizin ruhunuz duymadan bilgisayarınıza erişen korsanlar tüm bilgilerinizi çalarak size şantaj uygulama veya kart bilgileriniz ile alışveriş yapma gibi detaylar ortaya çıkabilir.



Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz tarafından özellikle dikkat edilmesi gerektiği belirtilen konuda seçim zamanının yaklaşmasıyla gelebilecek bu tarz sorunlar karşısında daha dikkatli olunmalı. Sahte seçim anketleri, telefon faturaları veya önemli bir mailmiş gibi görünen Cyptolocker içeren e-postalar konusunda da dikkatli olmanız gerekiyor.



"Bilgisayar korsanları, 'cryptolocker' denilen yazılımı çok yaygın kullanıyor. 'Cryptolocker', sosyal medyada tıklanan ya da e-posta kutusuna gelen 'seçim anketi' veya 'telefon faturası' görünümünde eklenti dosyalı bir e-posta ile bulaşıyor. Bilgisayardaki verileri şifreleyerek kullanılamaz hale getiriyor. Korsanlar, adeta şantaj yaparak şifreyi kaldırmak için fidye talep ediyor. Eğer istedikleri fidyeyi ödemezseniz tüm bilgilerinizi kaybediyorsunuz." şeklinde bilgi veren Koltuksuz, "benim başıma gelmez" demeden dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.

Biz de aynı konudan dikkatli olmanızı şiddetle öneriyoruz. Tıkladığınız linkin ne olduğunu bilmeden ve gelen e-posta'nın nereden geldiği belli değilse elleşmeyin ki sıkıntı olmasın.

Kaynak: webtekno

Hava Elektronik Sanayi (HAVELSAN), 1982 yılından bu yana TSK’nın bilişim ve yazılım ihtiyaçlarını karşılayan bir şirket. Ayrıca 1200 çalışanıyla Türkiye’nin en büyük yazılım merkezlerinden bir tanesi.

Bilginin değerlenmesiyle birlikte güvenliğinin sorgulanır hale geldiğini söyleyen HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, buna yönelik tehlikelerin arttığını ve artık ciddi bir önlem almanın gerektiğini söyledi.

Siber güvenliğin ‘milli çözüm’ olacak şekilde sağlanmasının önemine vurgu yapan Atalay, "Siber mücadele ile ilgili yazılım ve donanımları parasını verip alıyorsunuz ama bunun size hizmet edip etmediğini bilmiyorsunuz. Belki de siz bir bir 'tehdit kapısı' açtınız. Hele bu aldığınız çözüme hakim değilseniz, bunun parametrelerini doğru ayarlayamadığınız, ince ayarını yapmadığınız siber güvenlik çözümleri aslında birilerine kapı oluşturuyor. Kamuda ve özel sektörde satın alınan siber güvenlik parametreleri, fabrika ayarlarında bırakıldığı zaman hackerlerin ya da kötü niyetli kişilerin hedefi oluyor. Düşünün asma kilidi astınız, üzerine de şifresi '000' diye yazdınız 'gel gir içeri' asma kilit olmasa oraya belki bakılmayacak. Dolayısıyla milli çözümler burada olmazsa olmazdır” dedi.



Bilgi Güvenliği Derneği’nin yaptığı araştırmada ülkemizdeki güvenlik çözümü olan programların %97’sinin dış kaynaklardan sağlandığını belirten Atalay, bunun %55’inin Amerikan, %35’inin de İsrail kökenli olduğunu söyledi. Siber güvenlikte kontrolün tamamen milli olması gerektiğini söyleyen Atalay, "Temel fonksiyonlar ve kontrol mekanizmaları size ait olması lazım. Oradaki kilidin şifresi sizde olmalı, kilidin ne zaman ve hangi şartlarda açılacağına sizin karar vermeniz gerekir. Bir kurum, kişi hatta devlet için siber güvenlik çerçevesini oluşturmaya ve o çerçevenin içindeki ana unsurları milli olarak yapmaya çalışıyoruz" dedi.

Siviller pek farkında olmasa da ülkeler arasında siber savaşlar yaşandığını söyleyen Atalay, bazı ülkelerin birbirlerine bilerek saldırdıklarını ve saldırıya uğrayan ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğunu söyledi. Artık ülkemizin siber güvenlik savaşının içerisinde kaldığını söyleyen Atalay, "Yayınlanmış uluslararası bir rapora göre, Türkiye'deki bilgisayarların yaklaşık yüzde 50'si ele geçirilmiş vaziyette, buna cep telefonlarımız da dahil. Bunlar, birileri tarafından bir yerlere saldırı için kullanılıyor, biz farkında bile değiliz. Ddos saldırılarını canlı olarak veren bir web sitesi var, orada Türkiye saldıran ve saldırılan ülkeler arasında her zaman ilk 10'da. Saldırıya uğrayanı anlıyorum ama saldıran kim? Türkiye'den saldıran yok ama bizim makinalarımız köle bilgisayar haline getirilmiş, kötü niyetli bir ağın parçası haline getirilmiş. Aslında bizim kimseye saldırdığımız yok. Kağıt üzerinde bakarsanız Türkiye, en çok saldırı başlatan ülke konumunda, bazen ilk 3'te bile oluyor. Türkiye'deki hacker grupları çok güçlü değil."

Bu siber saldırıların hangi ülkeden geldiğinin belirlenmesinin neredeyse imkansız olduğunu söyleyen Atalay, dünyanın farklı ülkelerinden aynı anda on binlerce bilgisayarın saldırıya geçebildiğini, eğer saldırının ilk kaynağına bakılırsa yanılma payının çok yüksek olduğunu söyledi. Çünkü bu saldırıların manipülasyon için kullanılma olasılığı oldukça yüksek.

Kaynak: Webtekno

Youtube kullanıcılarının profil resmine bakmak istediğimizde normalde küçük bir profil resmi gözüküyor. Ben, zamanında biraz kurcalayıp büyük haliyle nasıl görebileceğimizi keşfetmiştim.


Yapmamız gereken, öncelikle resmin konumunu alıyoruz. Firefox için; Profil resmine sağ tıklayıp "Resim Konumunu Kopyala" Chrome için "Resim URL'sini kopyala seçeneğine tıklıyoruz"

Sonrasında adres çubuğuna kopyaladığmız adresi yapıştırıp;

Örnek olarak :

https://yt3.ggpht.com/-TY-KGrSd71A/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/kI2eD-T8tfA/s100-c-k-no/photo.jpg

Şeklindeki URL'de kırmızı harfle gösterdiğim(s) kısmı Küçük "L" harfine dönüştürüp deniyoruz. Yani Şöyle;

https://yt3.ggpht.com/-TY-KGrSd71A/AAAAAAAAAAI/AAAAAAAAAAA/kI2eD-T8tfA/l100-c-k-no/photo.jpg

Ve profil resminin büyük hâli karşımızda...

Merhaba arkadaşlar,
Bilgisayarınıza format attıktan sonra, bilinçli yada bilinçsiz bir şekilde kaldırdığınız bir uygulama veya bilgisayarınıza bulaşan virüsler vb. nedenlerle aygıt yöneticisinde sarı renkte ünlem işareti bulunan kayıtlar görebilirsiniz. Bu kayıtlar "Bilinmeyen aygıt" şeklinde de karşımıza çıkabilir.
Bunun nedeni kullanılan aygıtın sürücüsünün yüklenmemiş yada aygıtın bozuk olmasıdır.

Aygıt yöneticisi açmak için; Bigisayarım simgesine sağ tıklanır >> Yönet diyerek açılan pencereden Aygıt Yöneticisi seçeği seçilir.



Eğer sarı ünlem işareti bulunan uyarı ile karşılaşırsanız ve hangi donanımın sürücüsünü olduğunu adından anlayabilseniz direkt olarak uyumlu sürücü bulup kurabilirsiniz.
Eğer bilinmeyen aygıt şeklinde gözüküyorsa yada hangi aygıtın sorunlu olduğunu anlayamadıysanız yapmanız gereken;

Hatalı kaydın üzerine sağ tıklıyoruz ve sırasıyla >> Özellikler >> Ayrıntılar Sekmesine gelip buradan Özellik Kısmından "Donanım kimlikleri" seçeneğini seçiyoruz.



Sonra donanım kimliğimizi seçip CTRL - C kısayolu ile panoya kopyalıyoruz.

Kopyalama işleminden sonra   http://devid.info/tr  adresine girerek kopyalamış olduğumuz donanım kimliğini sitedeki arama kutusuna yapştırıyoruz. Büyük ihtimalle donanıma ait sürücüyü bulacaktır.
Bulunan sonuçlardan sistemimize uygun olan donanım sürücüyü indirip kuruyoruz.






* Eğer aradığınız kimlik bu sitede bulunmazsa; google'dan yardım alabilir, donanım kimliğini farklı sürücü sitelerinde aratabilirsiniz...

İşlemcinizi nasıl overclock edeceğinizi öğrenmeden önce, aklınızda bulundurmanız gereken birkaç temel prensip var. Bunlardan ilki, sıcaklık. PC'nizin bileşenlerine normalden daha fazla voltaj yüklediğinizde, yayacağı sıcaklık artacaktır. İkincisi ise saat hızını artırmayı denedikçe, bu denemenizi desteklemek için daha çok voltaj eklemenizin gerekeceği. Üçüncü prensip, voltaj eklemede belirli bir noktaya ulaştığınızda zararlı etkilere görmeye başlayacağınız.
Bu etkiler, bazen GPU'nun sunacağı fps'nin düşmesi, işlemcinin yanlış işlemler yapması ve hatta bilgisayarın hiç ön yükleme yapmaması olabilir.
Overclock'un sınırlarını esas olarak bunlar oluşturuyor. Tüm yongalar, fabrikadan eşit biçimde çıkarlar - ancak bazıları, diğerlerinden daha eşittir. Overclock tutkunları "silikon piyangosu" konusunu sıkça konuşurlar. Özetle overclock'taki başarı seviyeniz, modeli aynı bile olsa her bir işlemcide farklı olacaktır. Silikonun yongaya uygulanmasındaki küçük kusurlar, yongaların çalışma şeklinde çeşitlilik oluşturur. Bu hem voltaj yükselttiğinizdeki kararlılıkta, hem de maksimum yükte üretilen sıcaklık seviyesinde kendini gösterir. Yani elinizdeki yonga konusunda belki şanslısınız, belki de şanssız. Bu değişiklikler bazen 0,2GHz'lik farka, bazı durumlarda 1GHz overclock potansiyeline denk gelebilir.
Yazımızda bahsedeceğimiz gibi bir soğutucuya, overclock'u destekleyen işlemci veya bileşene sahipseniz ve BIOS'a nasıl gireceğinizi biliyorsanız, işte yapmanız gerekenler.

İşlemci kararlılığını kontrol edin

1. İşlemci kararlılığını kontrol edin
Başarılı bir overclock için işlemcinizin boştayken ve tam kapasitede kararlı biçimde çalıştığından emin olmalısınız. Bunun için Prime95 adlı ücretsiz bir yazılımdan faydalanacağız.
İşlemcinizin yaydığı ısıyı düzgün biçimde izleyen bir program da indireceğiz. Intel ve AMD çekirdekleriyle çalışabildiğinden bu program, Core Temp olacak.
Bu alanda bazı alternatifler de var. Örneğin Corsair ve NZXT'nin kendi ürünleriyle çalışan özel yazılımları bulunuyor. Bunun yanında çoğu anakart, sıcaklıkları masaüstünden takip etmenizi sağlayan yazılımlar sunuyorlar.
Program yüklemekle uğraşmak istemiyorsanız, 320KB'lık indirme boyutuna sahip Real Temp sizin için en iyi seçim olacak.
2. Çekirdek sıcaklığı
Core Temp'i yükledikten sonra işlemcinizin sıcaklığını takip etmek için onu çalıştırın. İşlemcinizin hangi sıcaklıkta çalıştığını anlamak için her zaman en düşük sıcaklıktaki çekirdeğe bakın.

Stres testleri

3. Stres testleri
Şimdi işlemcinizin yüzde 100'de ne kadar sıcak çalıştığını görmek için hız testlerini çalıştırmak istiyoruz. Prime95'i çalıştırın ve "Just stress testing"i seçin. Karşınıza çalıştırmak istediğiniz stres testleriyle ilgili bir seçenek listesi gelecek. "Blend Test"i seçin ve Tamam'a tıklayın.
4. BIOS'u açın
Yaklaşık 5-10 dakika sonra, sıcaklık değerlerinizin kararlı hale gelmesinin ardından Prime95'i açın. Üst çubuktaki "Test"i seçin ve "Stop"a tıklayın. Şimdi PC'nizi baştan başlatın ve klavyedeki Delete tuşuna basarak BIOS'a girin.
Bu testimizde ASRock Z97 Extreme 4 anakartı kullanacağız. Bu yüzden diğer üreticilerin UEFI ekranı biraz farklı olabilir, ancak temel ayarlar esasta aynı olacaktır.
5. Otomatik overclock
BIOS'a girdikten sonra overclock sekmesini bulun. Bizim anakartımızda bu sekmenin adı "OC Tweaker" idi. Burada birkaç seçenek göreceksiniz. İşlemcinizi overclock etmenin en kolay yolu, işin büyük kısmını anakartınıza bırakmaktır.
Çoğu üretici, işlemcinize göre genellikle 4GHz'ten 4,8GHz'ye kadar değişen çeşitli overclock profilleri sunuyor. Bu profilleri çalıştırarak herhangi bir kullanıcı müdahalesi olmadan overclock girişiminde bulunabilirsiniz.
Overclock konusunda alçakgönüllü davranmak istiyorsanız (örneğin 3,5GHz'ten 4GHz'e yükselmek) profiller, hızlı bir çözüm olabilir. Ancak 4,8GHz engelini aşmak istiyorsanız veya bu frekansa otomatik profillerle ulaşamıyorsanız, işi ele almanız gerekiyor.

Çarpanı değiştirmek

6. Çarpanı değiştirmek
Uzman kullanıcılar, gerçek overclock'un kendi ellerinde olduğunu bilirler. Basitleştirirsek, hedeflediğiniz sayıya ulaşmak için tüm çekirdekler için CPU değerini veya çarpanını değiştireceksiniz.
Dolayısıyla çarpanınız 35 olacak. Çarpan, çekirdeklerin BCLK frekansı (genellikle 100) ile bir araya gelerek 3,5GHz değerini oluşturacak. Bu yazımızda işlemcimizi yalnızca çarpanı değiştirerek 3,5GHz'ten 4GHz'e overclock etmeye çalışacağız.
7. Tam yüklemede test
İşlemci çarpanını 40 olarak değiştirdikten sonra değişiklikleri kaydedin ve BIOS'tan çıkın. Windows'u açın, ardından Core Temp'i açarak işlemcinizin sıcaklığını izleyin. Şimdi Prime95'i açın ve "Options"ı, ardından "Torture Test"i seçin ve son olarak "Blend Test"i seçerek işlemcinizin tam yük altında nasıl çalıştığını test edin.
En az 5 dakika geçtikten sonra kararlılıkta bir sorun yoksa, daha yüksek bir overclock seviyesi için çarpanı artırmaya başlayabiliriz.

Sınırı bulmak

8. Sınırı bulmak
Bu noktada çarpanı bir artırmanız ve her defasında Windows'taki stres testini tekrarlamanız gerekiyor. Bunu mavi ekran alana kadar veya işlemciniz sıcaklıktan dolayı kendisini yavaşlatana kadar sürdürmelisiniz. İdeal koşullarda mavi ekrana, termal sınırdan daha çabuk ulaşmak isteyeceksinizdir.
9. Voltajı artırmak
Mavi ekran sorununu aşmak için Vcore voltajıyla çalışmaya başlamamız gerekiyor. BIOS'a dönüp CPU Vcore Voltage Mode'u bulmalısınız.
Bu ayarı "Fixed" ("sabit") olarak değiştirin. Burada işlemcinizin varsayılan Vcore değerini ve diğer kullanıcıların overclock için önerdiği değeri öğrenmek için biraz araştırma yapmanız gerekiyor.
Sisteminiz başarılı bir biçimde açılana ve stres testlerinden geçip kararlılığı sağlayana kadar voltajı her defasında 0.01 volt artırın. İşlemcinizin farklı voltajlara nasıl cevap verdiğini öğrenip, overclock konusunda tecrübe edindikçe voltajı bir defada 0.05 veya 0.1 artırmaya başladığınızı göreceksiniz.
Denemelerinizin sonunda, ne kadar voltaj eklerseniz ekleyin, bir sonraki frekansa ulaşamadığınız bir noktaya ulaşacaksınız. Bu olduğunda overclock'u 0.1GHz geri alıp Vcore voltajını son kararlı ayarlara getirmeniz gerekiyor. Böylece overclock'unuzun son noktasına ulaşmış olacaksınız.
10. Hız testlerine döndük
Overclock'un ardından sisteminizin kararlılığından emin olmak için, hız testlerini daha uzun çalıştırmanız gerekiyor. Bu süre, sabrınıza bağlı olarak 1 saatten, 1 güne kadar değişebilir.

Kaynak: Chip

Facebook hesabını dondurmak değilde tamamen silmek isteyenler,

Yapmanız gereken Bu Linkteki Bağlantıya tıklayarak hesabınızı silme işlemini başlatmak. 


Yukarıdaki görselde de olduğu gibi uyarı penceresi açılacak ardından Hesabımı Sil butonuna tıkladığınızda sizden; aşağıdaki görseldede olduğu gibi mevcut şifrenizi ve resim doğrulama kodunu girmenizi isteyecek.



Tüm bu işlemlerin ardından hesabınız 14 gün içinde silinmek üzere dondurulacak. Eğer 14 Gün içinde hesaba tekrar giriş yaparsanız silme işlemi iptal olur fakat 14 gün bekler ve hiç giriş yapmazsanız hesabınız günü dolduğu zaman silinecek.

Not: Yüklü resimleriniz varsa ve bu resimler başka bir yerde kayıtlı yok ise silmeden önce bilgisayarınıza yedek almanızı öneririm. Facebook Sayfası veya Facebook Grubu tek yöneticisi sizseniz silmeden önce başkasına yöneticilik vermeniz gerekebilir yoksa Yöneticisi olduğunuz sayfa da veya grupta yöneticilğinizde silinir ve sayfa veya grubunuz sahipsiz kalır.